İnsanlar,doğdukları günden yaşadıkları ana kadar bir çok defa zorluklarla,engellerle karşı karşıya kalmıştır.Kimimiz bu engellerden bir maroton yarışçısı gibi atlarken , kimimizde takılıp düşmüşüzdür.Yaratılş kanunu olan bu iniş ve çıkışlar, insanoğlu için esasta normal olan bir durumdur.Mesela,duygularımızda böyledir ; öyle bir zaman yaşarız ki içimize sığamayız.
Dünyayı değiştirebileceğimizi düşünür, her şeye pozitif bakar ya da sürrealist davranırız.Bazen de sanki ruhumuz bedenimizden çıkmışçasına sadece görüntüden ibaret kalır,negatif olur ,sevimsiz oluruz.Havf ve reca gibi...
Önemli olan düşüşleri ve çıkışları dengede tutmak ya da aklı selim karşılamaktır.Yanlışlar da bu noktada yapılır.Eğer bu düşüşler,takılmalar bulunduğumuz yerin gerisine doğru oluyorsa bizler her mefhumda kaybediyoruz demektir.
Düşüşlerin de güzel tarafları olduğunu düşünüp kendimizi ileriye doğru düşürmektir asıl olan.yani düşerken bile kazanabilmektir.Gerisin geriye düşerek ümitsizlik içinde olacağımıza ileriye düşerek tekrar bir umut olmak gibi...
Tarihimiz, iflas edipte zirveye çıkanlar ve kafasına bir kurşun sıkanlarla yada zirvede kazandığım her şeyi dipte öğrendim diyenlerle doludur.
Bu meyanda ,gelişmek,ilerlemek,faydalı olmak veya hayatından lezzet almak istiyorsa bir insan düşerken ileriye düşmeli,her zaman olumsuzlukta dahi faydayı düşünmelidir.
Bu sebeple , bu konuda ders çıkarmama vesile olan Türk Gurusu Sinan Yaman'a teşekkür ediyorum.Çünkü ; liderlik konferansında öyle diyordu 'düşerken ileriye düşmek'.
---Bekir YILDIRIM---
03.02.2010
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder