10 Şubat 2010 Çarşamba

Sevgi Bir Eylemdir


Çok önceden ''sevgi bir eylemdir'' sözünü duymuş olsamda, son zamanlarda üzerinde düşündüğüm, muhtevasını kavramaya çalıştığım bir söz olma yerini buldu bende.Hatta bir arkadaşımla yolculuk yaparken; ekonomi, siyaset, toplum vs. derken
insanların harekete geçememe, ''bunu çok seviyorum , yapmayı çok istiyorum'' dedikleri halde bir çok şeyi yapmamalarından bahis açılırken bu söz tekrar dilime takılmış gün içinde muhtelif zamanlarda

''sevgi bir eylemdir.Seviyorsan eyleme geçeceksin'' sözünü tekrarlayıp durmuştum.

''Sevgi bir eylemdir''

Biz neden entelektüel olmak istiyoruz ?
Biz neden gelişmek istiyoruz ?

Sadece istemekle acaba bunları yapabilir miyiz?

Tabi ki yapabiliriz.Bir üniversite öğrencisi final sınavına çalışmayıp ta sınav saati  ''Allahım ne olur yardım et yoksa okulum uzayacak'' diyerek duasının kabulünü beklemesi ne kadar mümkünse bizim de eylemsiz isteklerimizin sonucu okadar mümkündür.

Gerçekten seviyorum demek için ;

Gecemizi gündüzümüze katabildik mi?
Yapmak istediğimiz hedeflerin ne kadarını çizebildik?
Fedakarlık noktasında neler yaptık?
Taşın altına elimizi ne kadar koyabildik?

Yoksa, sadece düşünce de kalıp tersini mi yaptık? Hayatımızı salt eğlence olarak geçirip nerde gece orda sabah misalimiydik.

Bu nedenle ;

''Eylem olmadan vizyon bir rüyadır.Vizyon olmadan eylem zaman geçirmektir.Eyleme sahip bir vizyon ise dünyayı değiştirebilmektir.'' Joel Barker



Bekir YILDIRIM
ebekiryildirim@gmail.com
11.02.2010

4 Şubat 2010 Perşembe

Mutluluk Dediğimiz Nedir ki ?

Mutluluk   yanıbaşınızdadır,avuçlarınızın içindedir, uzaklarda aramanıza gerek yok derler ama nedense çoğu insan mutluluk denen o sıcacık kavramın muhtevasının uzaklarda olduğunu,yanında olmadığını düşünür.Mesela ; Orhan Pamuk'un KAR isimli kitabının baş karekteri  olan 'KA' sevgilisi olan İpek'i sevip koklarken ''seni çok seviyorum Frankurt'a gidip çok mutlu olacağız'' diyerek yanıbaşında ki mutluluğu görememesi gibi ya da geceleri başımızı yastığa koyup geçirdiğimiz günlere,aylara,yıllara bakıp şu anımızı düşündüğümüz de farkına varamadığımız bir çok güzel şeyin yanımızdan usulca geçmiş olduğunu görür, mutsuzluktan dem vururuz.

Mutluluk,gülümsemektir,sevmektir,iletişimde kalmaktır.Elimizde ki o anın keyfini sürmektir.

Mutluluk; belkide canımız,ciğerimiz,arkadaşımız olan ama bir kez olsun 'seni seviyorum' cümlesini söylemekten aciz olmak değidir.

Mutluluk;annemize,babamıza sımsıkı sarılıp,koklamak hayır dualarını almaktır.
Mutluluk;çok para kazanmak,kocaman kocaman evlerde oturup birbirimizi görmemek,kendi halinde olmak değildir.
Mutluluk; belkide Abidin Dino'nun ''mutluluk resmi''ndeki gibi herşeyimizle beraber olmaktır.
Mutluluk; ''ah bir üniversiteyi kazanim , sağlam bir işim olsun tamam , güzel bir eşim olsun''  bu olsun, şu olsun biz mutlu olacağız:)
Mutluluk; belkide İbrahim Sadri'nin ''abiler hayat dediğiniz nedir ki aha benim şu yüreğim kadar , abiler dünya dediğiniz nedir ki ne kadar gülebiliyorsak o kadar'' demesi gibi bir şeydir.

Sevelim sevilelim.Sevgimizi eyleme dönüştürüp hayata gülümseyelim.Sonra da mutlu olmak için şöyle bir kendimize ve çevremize bakalım.


     --- Bekir YILDIRIM---
              04.02.2010

2 Şubat 2010 Salı

Düşerken . . .

İnsanlar,doğdukları günden yaşadıkları ana kadar bir çok defa zorluklarla,engellerle karşı karşıya kalmıştır.Kimimiz bu engellerden bir maroton yarışçısı gibi atlarken , kimimizde takılıp düşmüşüzdür.Yaratılş kanunu olan bu iniş ve çıkışlar, insanoğlu için esasta normal olan bir durumdur.Mesela,duygularımızda böyledir ; öyle bir zaman yaşarız ki içimize sığamayız.
Dünyayı değiştirebileceğimizi düşünür, her şeye pozitif bakar ya da sürrealist davranırız.Bazen de sanki ruhumuz bedenimizden çıkmışçasına sadece görüntüden ibaret kalır,negatif olur ,sevimsiz oluruz.Havf ve reca gibi...

Önemli olan düşüşleri ve çıkışları dengede tutmak ya da aklı selim karşılamaktır.Yanlışlar da bu noktada yapılır.Eğer bu düşüşler,takılmalar bulunduğumuz yerin gerisine doğru oluyorsa bizler her mefhumda kaybediyoruz demektir.

Düşüşlerin de güzel tarafları olduğunu düşünüp kendimizi ileriye doğru düşürmektir asıl olan.yani düşerken bile kazanabilmektir.Gerisin geriye düşerek ümitsizlik içinde olacağımıza ileriye düşerek tekrar bir umut olmak gibi...

Tarihimiz, iflas edipte zirveye çıkanlar ve kafasına bir kurşun sıkanlarla yada zirvede kazandığım her şeyi dipte öğrendim diyenlerle doludur.
Bu meyanda ,gelişmek,ilerlemek,faydalı olmak veya hayatından lezzet almak istiyorsa bir insan düşerken ileriye düşmeli,her zaman olumsuzlukta dahi faydayı düşünmelidir.

Bu sebeple , bu konuda ders çıkarmama vesile olan Türk Gurusu Sinan Yaman'a teşekkür ediyorum.Çünkü ; liderlik konferansında öyle diyordu 'düşerken ileriye düşmek'.

   
---Bekir YILDIRIM---
        03.02.2010