19 Ekim 2011 Çarşamba

İç Sesleniş - 19 Ekim 2011



Kelimeler dahi mana ifade etmez oldu. Kutsi saydığımız bir çok şey artık dilimize pelesenk hale geldi. Yıllar yılı oldu var olan bir problemi çözemedik, çözemiyoruz.

 Geçmişe doğru gidiyorum süreç hep aynı değişen sadece ismler ve yüzler. Ne anlıyoruz bundan? Bu sorundan ders çıkartabilecek kadar bir tarihimiz mi olmadı? yoksa hep birbirimizi mi kandırıyoruz, oyalıyoruz.

Sonuç olarak Diyarbakır'da, Tokat'da, Adana'da, Manisa'da, İzmir'de yada Ağrı'da ana-baba ocaklarında feryatlar göklere ulaşsın, babalar göz yaşlarını içlerine akıtsın herkes kendi öz dilinde oğlum, evladım desin bir ömür içlerinde acıyı hissetsinler bizlerde biraz sövelim, azıcık üzülelim sonrada 30 yıldır olduğu gibi sadece anlık tepkilerimizle kalalım.

Dile kolay değil mi arkadaşlar ben 23 yaşındayım ve yaşımdan büyük çözüm üretilememiş bir sorun duruyor karşımda ve içim gerçekten acıyor. Düşünüyorum da bugüne kadar siyasi hayatlarını riske edip, belli odakların tepkisini,hışımını göze alan , irade beyan eden ve dik duran gayretli bir kaç insan çıkmış olsa bu sorun çözülemez miydi? nesyse ...

Şimdi öyle yalancıkdan değil samimi olarak ilk önce biz sonrada STKlar, medya, üniversiteler, aydınlar taşın altına elini koymalı iradelerini beyan etmelidir. Ve son noktada da ''samimi olarak'' Başta BDP ve AK parti sonrada CHP ve MHP tüm siyasi ihtiraslarını bırakıp çözüm için, ''çok sevdikleri'' ülkeleri, halkarı için irade beyan etmelidir. Cennet dediğimiz bu topraklarda artık bir tek vatandaşımız bile can vermesin...

El hasılı ateş düştüğü yeri yakıyor şehitlerimize allahtan rahmet diliyor ülkemizin başı sağolsun diyorum.


Bekir YILDIRIM